TÜİK'i yalanlayan enflasyon rakamları

TÜİK, nisanda yıllık yüzde 17,14 olan tüketici enflasyonunun mayısta yüzde 16,59'a düştüğünü açıkladı. Ancak Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Mayıs ayında %3,94 arttığını duyurdu.

TÜİK'i yalanlayan enflasyon rakamları
03 Haziran 2021 - 17:06

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs ayında, temel enflasyon verisi olarak kabul edilen tüketici fiyat endeksinin (TÜFE), bir önceki aya göre yüzde 0,89 değer kaybederek yüzde 16,59’a düştüğünü açıkladı.

TÜİK, yurtiçi üretici fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE) ise bir önceki aya göre yüzde 3,92 yükseliş göstererek yüzde 38,54’e ulaştığını duyurdu.

‘‘MAYIS AYINDA ENFLASYIN YÜZDE 3,64 ARTTI’’

2020 yılının Eylül ayından beri tüketici enflasyonunu ölçen Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise kendi veri setine göre Mayıs ayında enflasyonun yüzde 3,64 artış gösterdiğini açıkladı.

ENAG henüz dokuz aydır enflasyon ölçümlemesi yaptığı için yıllık enflasyon verisini açıklamıyor.

ENAG'dan yapılan açıklamada şu değerlendirmeler yapıldı:

Ekonomik Büyüme

Dönemsel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, birinci çeyrekte %7, bir önceki çeyreğe göre de %1.7 oranında artış gösterdi. Milli gelirin bileşenlerini açısından bakıldığında, tüketim harcamalarının %7.1, hükümet harcamalarının %1.3, yatırım harcamalarının %11.4 ve ihracatın %3.3 arttığını, ithalatın ise %1.1 oranında azaldığını gözlemlemekteyiz. İhracatta 2020 yılının üçüncü ve dördüncü çeyrekte yaşanan küçülmenin bu çeyrekte biraz da olsa telafi edildiğini belirtebiliriz. Öte yandan, ihracattaki kısıtlı artışın hala önemli bir sorun olduğunu vurgulamak gerekmektedir. 2020 yılının 3. çeyreğindeki ithalat artışının günümüzde makine ve teçhizat yatırımlarında güçlü bir artış yarattığı gerçeği verilere yansımıştır. Ayrıca, kredi genişlemesi ile yukarılara taşınan tüketici harcamaları GSYH’deki büyümeyi son 3 çeyrekte güçlü bir şekilde yukarıya taşımıştır. ENAGrup, ulusal gelirdeki artışın Covid-19 aşılama sürecindeki etkinlikle daha da kaliteli bir yapıya ulaşacağını tahmin ederken, işgücü piyasasındaki “ayarlama maliyeti’’nin uzun süreli bir sorun olacağını vurgulamaktadır.

Enflasyon

Günlük fiyat değişimlerinden elde edilen yüksek enflasyon oranının Türkiye ekonomisinin tüm makro dengelerini etkileyeceğini açıktır. Aylık fiyat trendini analiz ettiğimizde, enflasyonun açıklanan resmi verilerin çok daha üstünde gerçekleşeceğini belirtmek yanlış olmayacaktır. Döviz kurunda oluşan oynaklık ve yukarı yönlü hareket ise merkez bankasının para politikasında da etkinliği azaltıcı etki yapmaktadır. Tarımda yaşanan kuraklık, gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki küresel artışları da göz önüne aldığımızda, ekonomik politikaların makro dengeleri oluşturmada oldukça zorlanacağını öngörebiliriz. Önümüzdeki dönemde, döviz kurlarının baskısı, merkez bankası rezervlerinin zayıf formasyonu ve ithalata aşırı şekilde bağlı üretim süreci, Türkiye’de enflasyonun yönünü belirleyen en önemli faktörler olacaktır.

SON BİR YILDA YÜZDE 217 ARTTI

Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 20 alt sektör daha düşük, 9 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi.

Ham petrol ve doğal gaz yüzde 217,86, kok ve rafine petrol ürünleri yüzde 167,09, ana metaller yüzde 84,66’yla, endekslerin yıllık bazda en fazla arttığı alt sektörler olurken en düşük artış, yüzde 6,64’le, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımında ayrıca yüzde 8,58’le giyim eşyasında görüldü.

“ÜRETİCİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ TÜKETİCİ FİYATLARINA DA YANSIYACAK”

Altınbaş Üniversitesi’nden Hayri Kozanoğlu, özellikle enerji artışının enflasyon üzerinde artış yaratmasının kaçınılmaz olduğu görüşünde.

Profesör Kozanoğlu “Üretici fiyatlarındaki artışın ana iki nedeni var. Biri döviz kurlarındaki artış, diğeriyse petrol ve tabii tüm enerji ham maddelerindeki fiyat artışı. Ekonomideki hızlanma bunları tetikleyecek. Bir de unutmadan arz tedariklerindeki aksamalar da maliyetlerin yükselmesine yol açıyor. Bu maliyet artışı er ya da geç tüketici fiyatlarına da yansıyacak” dedi.

Enflasyon oranları, Türkiye'deki faiz oranının geleceği için de kritik öneme sahip.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı akşamı TRT yayınında Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'na faizleri düşürmesini söylediğini açıklamıştı:

"Yani bu konuda ben yine aynı iddianın peşindeyim. Hatta bugün de Merkez Bankası Başkanımızla görüştüm. Yani bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart, onun için de yani Temmuz-Ağustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın."

Bu açıklama sonrası Türk Lirtası değer kaybetmiş, Dolar/TL kuru 8,80'i aşarak tüm zamanların rekorunu kırmıştı.

Kavcıoğlu bunun üzerine Çarşamba günü yaptığı açıklamada faiz oranını enflasyonun üzerinde tutacağını söylemişti:

"Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve 2023 yılında orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşmiş ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edeceğiz."

Yıllık enflasyonun düşüşe geçmesi, Merkez Bankası'nın faiz indirim ihtimalini de artırabilir. Bu nedenle, çoğunlukla beklenenin altında gelen enflasyon oranı TL'yi güçlendirirken bu sefer değer kaybetmesine yol açtı. Güne 8,58'den başlayan dolar/TL, enflasyon verisinin gelmesiyle 8,6357'yi gördü.

 

Bugün açıklanan verilerle birlikte ÜFE ile TÜFE arasındaki fark da rekor kırdı.

MAYIS 2021'de FARK REKOR KIRDI

TÜİK ve Merkez Bankası'nın internet sitelerindeki en eski verilerin bulunduğu 2004 yılından bu yana bu kadar yüksek bir fark görülmemişti.

ÜFE'deki rekor artışın önümüzdeki aylarda TÜFE'ye de yansıması bekleniyor. Bu nedenle ekonomistler önümüzdeki aylarda yapılacak bir faiz indiriminin, TÜFE'ye yansıyacak artışla birlikte TL'nin değerini daha da düşürme ihtimali taşıdığına dikkat çekiyor.

2018 HATIRLATMASI

Twitter hesabında son verileri yorumlayan TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Türk Lirası'nın son 2 aydaki yüzde 16'lık değer kaybının henüz TÜFE'ye yansımadığını, erken faiz indirimi endişelerinin de Dolar/TL endeksini yükselttiğini söyledi.

Ekonomist Tuğba Özay da "Önümüzdeki dönemde üretimin maliyetinin artması tüketici fiyatlarını da yukarıya çekeceğinden enflasyonu tetikleyebilir. Kur geçişkenliğinin yanında önümüzdeki aylarda maliyet enflasyonu da kaçınılmaz şu tabloya göre" ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası Eski Başekonomistlerinden Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Hakan Kara, 2018'de ÜFE-TÜFE farkı rekor kırdığında Merkez Bankası'nın faiz artırdığını, uzun süre boyunca da faiz indirmeyerek gidişatı tersine çevirmeye başardığını söyledi ve ekledi:

"Ödül olarak Merkez Bankası Başkanı görevden alınmıştı. Şimdi fark yine tarihi zirvede ve faiz indiriminden bahsediliyor. Bol şans!"

Eski Merkez Bankası Başkanlarından Durmuş Yılmaz, enflasyondaki düşüşe rağmen dövizin artmasını böyle yorumladı:

Döviz kuru: Enflasyon düştü diyorlar;  inanmıyorum, beni aldatamazsınız. Ben yükselmeye devam edeceğim! Var mı itirazı olan!

Yeni verilerle Temmuz'a kadar faiz indirimi ihtimalini sorgulayan Bluebay Varlık Yönetimi'nden Tim Ash, enflasyon verilerine güvenin de azaldığını söyledi:

Sayıların sorunu güvenilirliklerinin düşmesi. Yerliler gerçek enflasyonun düştüğüne inanmadığı için dolar almaya devam ediyor. Yabancılar ise Erdoğan'ın para politikasına güvenmediği için yatırım yapmıyor. Bu yüzden lira zayıf kalacak.

Sayılar tam kapanmadan etkilenmiş olabilir.

Merkez Bankası bunu faiz artırımına gitmemesinin ne kadar haklı olduğu şeklinde yorumlayacaktır. Erken faiz indirimi çağrıları da artacaktır.

Enflasyonun uzun dönemde yüksek kalacağını ve Merkez Bankası'nın yıl sonu 12,2 beklentisinin iyimser olduğunu düşünüyorum.

Türkiye'de TÜİK'ten farklı şekillerde enflasyon hesaplaması yapanlar da var. Onlardan biri de ENAGrup. TÜİK'in Mayıs 2021 için yüzde 0,89 olarak bulduğu TÜFE'yi, ENAgrup yüzde 3,94 olarak yayınladı.

'ACI MALİYETİ GİDEREK ARTIYOR'

İTÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Öner Günçavdı da son aylardaki pandemi kapanmaları nedeniyle talebin düştüğünü ve üreticilerin maliyet artışlarını tüketiciye yansıtamamasında bunun da etkisinin olduğunu söyledi.

Firmaların kur baskısı nedeniyle maruz kaldıkları bu duruma daha ne kadar dayanabileceklerini sorgulayan Günçavdı, "Aslında ihracatta uçtu diyoruz ama bal yapmayan arı. Hepsi kurdan ötürü. Kuru bir çek aşağıya bak bakalım o talep kalır mı?" dedi ve ekledi:

"Nasıl çıkacağız buradan? Cevaplar muhtelif... Ama uzlaşılan nokta bu çıkışın hiç de acı çekmeden olmayacağı. Korkarım bu acı maliyeti giderek daha da artıyor."

'AĞUSTOS'TA FAİZ İNDİRİMİ GELEBİLİR'

Capital Economics Gelişmekte Olan Pazarlar Kıdemli Ekonomisti Jason Tuvey ise Haziran ayındaki toplantıda Merkez Bankası'nın faiz indireceğini düşünmediklerini fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısını da dikkate alınca Ağustos'ta bir faiz indirimi gelebileceğini belirtti.

YORUMLAR

  • 0 Yorum